BURDUR BELEDİYE BAŞKANI ALİ ORKUN ERCENGİZ; "BURDUR'UN İÇME SUYU BARAJINA İHTİYACI VAR"
Burdur Belediyesi Kasım Ayı Meclis Toplantısında İçme Suyu Çalışmaları Ele Alındı
Burdur Belediyesi Kasım Ayı Meclisi’nin 2. birleşimi, 20 Kasım 2024 Çarşamba günü saat 14.00’te gerçekleşti. Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’in başkanlığında yapılan toplantıda, içme suyu projeleri ve kayıp-kaçak su yönetimine ilişkin önemli açıklamalar yapıldı.
Başkan Ercengiz, içme suyu arıtım çalışmalarında kaydedilen ilerlemelerden bahsederek, 15 Kasım’da başlatılması planlanan arıtım sürecinin teknik sebeplerle ertelendiğini ancak sürecin son aşamaya geldiğini ifade ederek yeni ek tesisin devreye alınmasıyla suyun sertliğini düşürme hedeflerine daha verimli şekilde ulaşacaklarını belirtti.
Ali Orkun Ercengiz konuşmasında şunları kaydetti; “Geçtiğimiz günlerde, 15 Kasım’da içme suyumuzun arıtımına başlanılarak şehrimize verileceğine dair bir bilgi aldığımı ve bunu da sizlerle basın aracılığıyla paylaşmıştım. 15 Kasım’da biz arıtımın başlanacağını düşündük. Arkadaşlarımızın, yüklenici firmanın ve Devlet Su İşleri’nin ne aşamada olduğunu birkaç gün öncesinde görüşerek ne zaman arıtımın başlanacağını öğrenmek istedik. Öncesinde Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından dağıtım yerlerine su kayıplarının azaltılmasının iyi uygulama yöntemleri için video talebi başlıklı bir yazının tarafımıza ulaştığı ve bu yaz Su İşleri Müdürlüğümüzün ve Başkanlığımızın kararlı bir uygulamalarıyla önemli oranda kayıp ve kaçağın önlendiğine dair su verimliliği sağladığımız yönünde bir yazı elimize ulaştı. Demek ki kararlı bir çalışmamızın değerli oranda sonuca yansıyan bir kaçak, kayıp önleme raporu var Bakanlığın elinde. Tabii bu sadece 442 adet yakalanmış kaçak suyun değil, alanda kayıp kaçak olarak haneye yazılan ve herhangi bir şekilde sayaçtan geçmeyen ancak sayaçtan geçse de bedelini almayacağımız alanlara sayaç takılarak bunların da kayıp kaçak olmadığını, kullanıldığını ve bu kullanılan suyun Burdur Belediyesi inisiyatifine ve anayasal olarak hak anlamında çeşitli kurum kuruluşlara bu suyun verildiğini söyleyebiliriz. Başka çalışmalar da yaptık. 2019 yılında Burdur Belediyesi Devlet Su İşleri ile ilgili birlikte bir protokole imza atmıştık. Bu yapılan işler neticesinde biz Devlet Su İşlerinden bir anahtar teslim iş satın aldık. Sonuçta kullanılan malzeme yıpranır, aşınır ve su yüzeye çıkmadığı sürece biz tespit etmekte zorluk çekiyorduk. Ancak yine Su İşleri Müdürlüğümüz personelleriyle ve müdür arkadaşlarımızla beraber uzunca bir yol yürüdük. Aslında kayıp kaçakların önlenebilmesi noktasında önce çıkan su miktarıyla şehre ulaşan su miktarı tahakkuk edilen faturadan su miktarlarını karşılaştırdık. Debimetre sayımızı artırdık. Kayıp kaçakların nerede olduğunun tespitlerini yaparak suyu sıkıştırdık. Giren ve çıkan arasındaki farkları bularak kayıp kaçak bölgelerini sıkıştırdık. Birçok bölgeye müdahale ettik. Belki uzaktan gözükmeyebilir ama Devlet Su İşleri tarafından 2019 yılında yapımı tamamlanarak tarafımıza teslim edilen 700’lük ana hat. Bakın bu yer altında. Bu Gökpınar Ana Hattı’nın borusu delinmiş. Tabi çok yüksek oranda su geçişi sağlandığı için saniyede 20/25/30 litrelik bir su kaybının önüne geçtik. Debimetrelerle alanı kıstırdık. Yakaladık ve bu alanda yaptığımız çalışmalar neticesinde bu ana borulardaki patlağı bulduk. Lavanta Oteli İçi hattı dediğimiz bölge, bakın burada da 2019 yılında yine teslim edilmiş yine bir boru. Bu da kalbura dönmüş. Bu İn suyu Ana Hattı 2014 yılında tespit ettik. Bu da aynı şekilde parçalanmış. Burada gördüğünüz oranlarda 442 abonenin üzerine giderek yaptığımız çalışmalarda yaklaşık 60 litrelik bir tasarrufu sağladık. Ayrıca ürettiğimiz suyun 5 pompayla şehir merkezine toplamda 350-360 litre su pompalayabildik. Zaman zaman da kuyu pompalarının çürüdüğünü alıp verme diye tabir ettiğimiz dalgıç pompalarının veriminin düşmesi nedeniyle 320 litrelerin altına kadar düştüğünü 5 pompayla tespit etmiştik. Bir gün bir kesinti yaşadık. Bilinçli programlı bir kesintiydi. Pompaların tamamını yeniledik. 2 pompa daha ilave ederek şu anda saniyede 415-420 litre civarında Gök Pınar mevkiinden su basabilme kapasitesine sahibiz. Kış şartlarında şu anda 368 litrelere kadar düşen ortalama su kullanımına sahibiz. Zaman zaman Gök Pınar mevkiindeki pompalarımızı dinlendiriyoruz. Artık suyumuz bu manada ana şebekede kesilme olmaksızın basıncı düşmeksizin ciddi bir oranda suyumuzu da kentimize sağladık. İçme Suyu Arıtma Tesisi ile ilgili bugün aldığım son bilgiler malumunuz yeni bir ek tesis daha yaptırdık. Çünkü bunu yaptırmamızın nedeni de şuydu; bizim toplamda 13 kuyumuz Gök Pınar mevkiinde, aktif olan 6-7 kuyumuz da İn Suyu mevkiinde çalışır durumda. Bunların su sertliklerini aldık. Şu anda ortalama 72 su sertliğine sahibiz Gök Pınar’da. İn Suyu’nun oranı çok düşük. Saniyede 70 litre civarında su alabiliyoruz o kaynaktan. Verim oldukça düştü. Kış şartlarından dolayı etkileniyor. O bölgeden aldığımız suyun sertliği ise 39 civarında. Gök Pınar mevkii 10 binlik depoya doğrudan giriş sağlarken, İn Suyu 4 binlik depoya geliyor. Yani biz on binlik depoya giren suyun sertliğini, istediğimiz yirmi –yirmi beş aralığına düşürebilirsek ki niyetimiz bu olduğu için ek bir tesis daha yaptırdık. Baştan Devlet Su İşleri’nin yaptığı ölçümler ki bu ölçümler bizim elimizde hiçbir zaman olmadı. Bu rakamlara da hiç ulaşmadık. 30-35 sertlikteki suyu bir projeksiyon ile yaptıkları 160+160 2 tesisin birleşimiyle 320 litre bölü saniyedeki suyu arındırabilecek ve 25 sertliğe düşürebilecek bir tesisi bize teslim edeceklerdi. Biz verimin artmasını istediğimizden bu sefer su kaybının çoğaldığını gördük. Bu nedenle de ek tesis yaptık. Şu anda ek tesisin yapılmasıyla, atık su ek tesisinin saniyede 37 litre bir pompadan bir departmandan arıtılması gereken suyu 13 litreye düşürdük. Dolayısıyla da su kaybımızı azalttık. Bu nedenle bir gecikme yaşandı İçme Suyu Arıtma Tesisimizde. Aksi takdirde zaten hiçbir zaman 45-50 sertliğin altına suyu düşüremeyecektik. Böylece şu anda hedefimiz olan 25 sertliğe kadar düşürmeyi planlıyoruz. İnşallah bugün aldığım bilgi bir kez daha sordum. 27-28 Kasım’da tesis tamamen çalışır, yüzde 100 verimli hale getirilmiş olacak. Tesisimizi Burdur’a, içme suyumuza nitelikli hale kazandığı yönünde teslim almış olmayı umut ediyoruz.
Geçtiğimiz günlerde milletvekillerimiz bir müjde verdi. Aynı şekilde AK Parti İl Başkanı Mustafa Bey de bir açıklama yaptı. Burdur’un su sorununun çözüleceğine dair bir müjde verdi. İnşallah Karamusa suyu ki 90 kilometrelik bir hatla Burdur’a taşınacak. Çavdır Barajı’na dökülecek. Oradan basılacak. Geri dönüşü 15 yıl ödemeli olan bir ödeme sistemiyle bize bir maliyet çıkartılacak. Tabii bu maliyet analizlerinin de yapılması gerekir. Çünkü Karamusa’da ki su kaynağı da bir yüzey suyu gibi gözükmekte. Ancak aynı zamanda da sulama suyu için kullanılan bir su. Muhtemelen oradan suyun alınması önce köylünün ihtiyacı karşılandıktan sonra verilmesi şeklinde olacağını düşünüyorum. Böyle bir yatırımı yapabilmemiz için bunun geri dönüşümünün 15 yıl kullanımının belki 30 yıl olması lazım. Bütün bunları da matematiksel olarak hesaplamalıyız. Bu verilen müjdeyi önemsiyorum. Ancak araştırmaya değer veriyorum. Henüz altyapısıyla ilgili ve bizimle nasıl bir sözleşme yapılacağına dair bir bilgimiz yok. Bu nedenle suyun çözümü noktasında önemli bir adım. Ancak kesin çözüm olup olmadığını görmeli ve şartların nasıl olduğunu bilmek istediğimizi sizlerle paylaşmak istiyorum.”
"İçme suyu barajına ihtiyacımız var"
“24 farklı kurum kuruluştan 2,5 yıl boyunca evrak topladık. Şu an önümüzde kısa vadede çözüm ancak havza içerisindeki yer altı su kaynaklarıdır. Saymadığımızı yönetemeyiz. Saymadığımız bir su miktarını konuşuyoruz. Göreve başladığımızda 54 metreden çıkarttığımız su, şu an 210 metrede. Biz bunu siyaseten değil bu şehirde yaşayan herhangi bir yurttaş gibi ben de kaygılıyım. Yarın Senir suyunun hacmen ne noktada olduğunu ne gün biteceğini bilmediğimiz için görülür alanda bizim bir suya ihtiyacımız var. Bu da içme suyu barajı ile olur. Bakın haberlerde seyrediyoruz. İstanbul’un falanca barajında su yüzde 15 seviyesine düştü. Yani gördüğünü ölçebildiğini saydığını paylaşıyor. Oradaki bürokratlar ya da belediye başkanları arkadaşımız veya Ankara’da, İzmir’de aynı şekilde. Şimdi yeraltı sularının ne zaman nasıl ne kadar olduğunu bilmemiz mümkün değil. Bir sabah kalkıyoruz Gökhan Bey beni arıyor diyor ki; “Başkanım İn Suyu’nda 2 tane kuyumuz daha boşa çıktı.” Yani 80 metredeki kuyu boşa çıkarak başladık biz sürece. Son 15 yılda havzadaki yer altı su kaynaklarındaki kayboluş, çekilme belki Burdur’un 100 yıllık tarihinden daha fazla. Bu yüzden bunu bir çekişme ya da siyasi bir araç olarak değil gerçekten Burdur’u düşünen sorumluluk makamındaki insanlar olarak biz Burdur halkına görülebilir bir içme suyunu kazandırmayı müjdelemeliyiz. Bizim öncelikli hedefimiz bu olmalı. Bu hedef 10 yıldır maalesef maliyetli bir iş kolay bir iş değil. Bir kent için su yoksa hiçbir şey yoktur. Bizim mutlaka bir suyumuz olmalı. Bunu başarabilir miyiz, başarabiliriz. Neden başarabiliriz takdir edersiniz 22 yıldan fazla bir zamandır Ak Parti bu ülkeyi tek başına ya da son dönemlerde Cumhur ittifakıyla beraber yönetiyor. Bu yönetim esnasında birçok alana sulama barajı yapıldı. Bir içme suyu barajına ihtiyacımız olduğunu bir kere daha ifade edelim. Bu içme suyu barajının hacmen 5 milyon metre küplük olması anlık ihtiyacımızın şu an tüketilen suyun en azından yarısını karşılama ihtimali olan bir su olduğunu da gerekirse pompajla bir yere bu suyu aktararak Burdurumuzun içme suyu olarak kullanılmasını arzularız. Bugün benim sorunummuş gibi gözükebilir. Yarın başka bir arkadaş yönetecek. Başka arkadaşlar olacak burada. Bu sorun bizim zamanımızda çözülsün. Bizden sonraki arkadaşlarımız bir daha içme suyuyla ilgili bir kaygı yaşamasın. Şöyle düşünün bugün Gökpınar’da su var. Gökpınar’da su istediğimiz seviyede olmazsa ki 92 sertliğe razıyız. Bu arıtma tesisi hiçbir işe yaramaz. Yaptığımız orada yüzlerce milyon liralık yatırım maalesef çöp olur. O nedenle biz bu havzaya tekrar bakalım. Biz bu konuyu DSİ ile konuştuk. Şu anda gerçekten işin kolay ve maliyetli tarafı Burdur Belediyesi’nin bırakılmaya çalışılıyor. Baraj yapmak tabii ki Devlet Su İşleri’nin temel görevi olduğu için bu işi Senir suyuyla çözelim, Karamusa suyuyla çözelim bunlar palyatif çözümlerdir. Bunlar kronik çözüm veya köklü çözüm diyebileceğimiz şey suyu verebildiğimiz, sayabildiğimiz, ölçebildiğimiz, görebildiğimiz ve bir şekilde bir havzaya toplayabildiğimiz içme suyu barajıdır. DSİ baraj yapmakla mükelleftir. Aynı alanda hem tarım hem de içme suyu olmaz. Tarımın yapıldığı yerde bir kere içme suyunun hacminin hızlı bir kaybı var. Ayrıca bir diğer tehlike ise aşırı zirai ilaç kullanımı. Her ne olursa olsun 210 metreden çıksa da bu ilaç kalıntılarının, kimyasal kalıntılarının içme suyuna geçme ihtimali var. Biz içme suyuyla ilgili bu kadar titiz davranırken havzada şu an da biz sadece topu topu 450 litreden 500 litreden bahsederken alt havzada 10 bin , üst havzada 30 bin sondaj var. Bizim sonsuza kadar kullanabileceğimiz bir havza değil Gökpınar. Bunu görüyoruz. Gördüğümüz için de talebimizi ilettik. İçme suyu barajı istedik.”
Melisa Adınısever